KÜRESEL ISINMA
NEDENLERİ, SONUÇLARI VE ALINACAK ÖNLEMLER
Dünyada ve ülkemizde küresel
ısınmanın olumsuz etkilerinin son 10-15 yıldan beri artarak devam ettiğini
görmekteyiz. İnsanlığa, canlı yaşama ve dünyamıza yararından çok zararı dokunan
üretim politikaları ve yöntemleri ile tüketim alışkanlıkları ve anlayışlarının
küresel ısınmaya neden olması sorunun özünü oluşturmaktadır.
Paris´te yapılan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesinde küresel
ısınmanın son 50 yılda yüzde 90 oranında insan eliyle yaratıldığı ve asırlarca
sürebileceği açıklaması yapıldı.
Sanayileşmenin 50.yılları olan 1800’lü yıllardan beri en sıcak
yılların sırasıyla; 1998-2002-2003-2001-1997-2006 yılları olduğu
belirtilmiştir.
NEDENLER VE SONUÇLAR
Sanayileşen ülkeler tarafından yoğun olarak atmosfere salınan
karbondioksit gazı başta olmak üzere kloroflourkarbon gazı, metan,
azotoksitleri, ozon ve su buharının oluşturduğu sera gazlarının atmosferde
neden olduğu sera etkisi sonucunda küresel ısınma meydana gelmektedir.
Güneş ışınlarının yeryüzünde ısı enerjisine dönüştükten sonra,
yeryüzünden atmosfere yayılan ışınımın (ısı enerjisi) sözü edilen sera gazları
tarafından atmosferden tümüyle geçip uzaya kaçmasına engel olunmakta,
atmosferde hapsedilmesine yani ‘sera etkisi’ ne neden olunmaktadır. Sera etkisi
nedeniyle bu ışınımın (enerjinin) bir kısmı yeniden yeryüzüne yansıtılarak
küresel ısınmaya neden olunmaktadır.
Atmosfere karışan
karbondioksit gazının %80-85’i fosil yakıtların (petrol ve türevleri,
kömür, doğal gaz) sanayide ve günlük yaşamda kullanımından meydana gelmektedir.
Sera gazları içinde karbondioksit gazının küresel ısınmadaki payı
% 50’dir.
Motorlu kara yolu taşıtlarından ve otomobillerden atmosfere
yayılan ve karbondioksit gazını da içinde barındıran egzoz gazı sera
etkisine neden olan önemli etkenlerden birisidir.
Diğer taraftan,
spreylerdeki püskürtücü gazlar, soğutucu aletlerde kullanılan gazlar ve
bilgisayar temizleyicilerinden oluşankloroflourkarbon
gazlarının küresel ısınmadaki payı % 22’dir.
ABD, yalnız başına
dünyada üretilen karbondioksit miktarının yüzde yirmi beşini (%25)
üretmektedir. ABD, sera gazı salınımının
kısıtlanmasına yönelik yapılan Kyoto Protokolünü imzalamamıştır.
Paris´te düzenlenen
Birleşmiş Milletler Hükümetler arası İklim Değişikliği Sonuç Raporuna göre:
- 2100 yılına
kadar sıcaklık 1,8 ile 4 derece artacak.
- Sık sık uzun süreli ve yoğun sıcak hava dalgaları yaşanacak.
- Şiddeti fırtınalar görülecek.
- Kutup buzulları eriyecek. 2100 yılında Antarktika olmayabilir. Bangladeş’ten Hollanda’ya pek çok kıyı ülkesi sular altında kalma tehlikesi yaşayacak.
- Küresel ısınma ile mücadelede yol kat edilse bile ısınma ve deniz seviyesinin yükselmesi asırlar boyu sürecek.
- Kuraklık ve yangınlar baş gösterecek, göl ve ırmak sularında % 20 lik azalma olacak.
- Acilen önlem alınmazsa 10 yıl sonra canlı türlerinin % 40’ı yok olacak. Sel ve kuraklık nedeniyle 200 milyon kişi açlığa mahkum olacak.
- Dünya ekonomisi % 20 küçülecek.
- Dünya nüfusunun 12’de 1’i yok olma tehdidi altına girecek.
- Aşırı ısınma nedeniyle virüs türlerinde değişiklik olacak, salgın hastalıklar baş gösterecek.
Küresel ısınmanın yol açtığı doğal felaketlerin yıllık maliyetinin yıllık 150 milyar dolar olduğu belirtilmektedir.
- Sık sık uzun süreli ve yoğun sıcak hava dalgaları yaşanacak.
- Şiddeti fırtınalar görülecek.
- Kutup buzulları eriyecek. 2100 yılında Antarktika olmayabilir. Bangladeş’ten Hollanda’ya pek çok kıyı ülkesi sular altında kalma tehlikesi yaşayacak.
- Küresel ısınma ile mücadelede yol kat edilse bile ısınma ve deniz seviyesinin yükselmesi asırlar boyu sürecek.
- Kuraklık ve yangınlar baş gösterecek, göl ve ırmak sularında % 20 lik azalma olacak.
- Acilen önlem alınmazsa 10 yıl sonra canlı türlerinin % 40’ı yok olacak. Sel ve kuraklık nedeniyle 200 milyon kişi açlığa mahkum olacak.
- Dünya ekonomisi % 20 küçülecek.
- Dünya nüfusunun 12’de 1’i yok olma tehdidi altına girecek.
- Aşırı ısınma nedeniyle virüs türlerinde değişiklik olacak, salgın hastalıklar baş gösterecek.
Küresel ısınmanın yol açtığı doğal felaketlerin yıllık maliyetinin yıllık 150 milyar dolar olduğu belirtilmektedir.
SORUNUN ÇÖZÜMÜ VE ÖNLEMLER
Sorunun çözümü konusunda ise kararlı ve etkili devlet
politikaları gerekiyor. Devletler ve hükümetler sorunun çözümü için maddi kaynak
ayırmazlarsa ve bu konuda kararlı ve etkili olmazlarsa bireysel çabalar
asla yeterli olmayacaktır.
Diğer bir çözüm ise teknik önlemlerden geçmektedir.
Sanayileşmede tüketilen enerjide değişikliğe gidilmesi ve önlemler alınması
gerekmektedir. Fabrikalarda enerji kayıpları önlenmeli, geri dönüşüm sistemleri
oluşturulmalı ve zararlı gazları salan sistemler değiştirilmelidir. Fosil
yakıtlar yerine güneş,rüzgar,jeotermal, biyokütle gibi yenilenebilir enerji
kaynaklarına yönelinmelidir.
Konutlardaki önlemler
ile bireysel önlemler:
- Tasarruflu ampuller kullanılmalı.
- Evden çıkan çöpün geri dönüştürülmesi sağlanmalı
- Daha az sıcak su kullanılmalı.
- Ambalajlı ürünlerden kaçınılmalı.
- Kışın konutlardaki ısınmayı sağlayabilmek için ısı kayıpları önlenmeli, daha az enerji kullanılmalı.
- Daha az enerji ve su tüketen ya da enerji verimliliği yüksek su tüketimi az cihazlar kullanılmalı.
- Su en ekonomik şekilde kullanılmalı ve gereksiz su kullanımı önlenmelidir.
- Otomobil kullanımı azaltılmalı, mümkün olduğunca otomobil yerine toplu taşım araçları tercih edilmelidir.
- Sprey türü ürünlerin kullanımı azaltılmalı, mümkün ise kullanılmamalıdır.
Ayrıca;
- Kamu ve özel sektörde enerji tüketiminde verimliliği artıracak önlemlere ağırlık verilmeli, su tüketimi en tasarruflu şekilde yapılmalı.
- Orman varlığının artırılması konusunda etkili önlemler alınmalıdır.
- Tarımsal sulamadaki su tüketimi doğru ve bilimsel yöntemlerle yapılarak, gereksiz su tüketimi önlenmelidir.
- Tasarruflu ampuller kullanılmalı.
- Evden çıkan çöpün geri dönüştürülmesi sağlanmalı
- Daha az sıcak su kullanılmalı.
- Ambalajlı ürünlerden kaçınılmalı.
- Kışın konutlardaki ısınmayı sağlayabilmek için ısı kayıpları önlenmeli, daha az enerji kullanılmalı.
- Daha az enerji ve su tüketen ya da enerji verimliliği yüksek su tüketimi az cihazlar kullanılmalı.
- Su en ekonomik şekilde kullanılmalı ve gereksiz su kullanımı önlenmelidir.
- Otomobil kullanımı azaltılmalı, mümkün olduğunca otomobil yerine toplu taşım araçları tercih edilmelidir.
- Sprey türü ürünlerin kullanımı azaltılmalı, mümkün ise kullanılmamalıdır.
Ayrıca;
- Kamu ve özel sektörde enerji tüketiminde verimliliği artıracak önlemlere ağırlık verilmeli, su tüketimi en tasarruflu şekilde yapılmalı.
- Orman varlığının artırılması konusunda etkili önlemler alınmalıdır.
- Tarımsal sulamadaki su tüketimi doğru ve bilimsel yöntemlerle yapılarak, gereksiz su tüketimi önlenmelidir.
SERA GAZLARININ TANIMI
Sera gazlarının adları
biraz önce açıklanmıştı. Bunların nitelikleri, küresel ısınmadaki payları ve
atmosferdeki yoğunlukları birbirinden farklıdır. O nedenle bunlar hakkında
aydınlatıcı bilgi verilmesi yararlı görülmüştür.
Karbondioksit
Bu gaz, fosil yakıtların (petrol ve türevleri, kömür ve doğal gazın) sanayide kullanılması sonucunda oluşarak atmosfere karışmaktadır. Atmosfere karışan karbondioksitin yüzde 80-85’i fosil yakıtlardan, yüzde 15-20’si canlıların solunumundan ve mikroskobik canlıların organik maddeleri ayrıştırmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle sanayileşme devriminden önce atmosferdeki toplam karbondioksit miktarı 600 milyar ton tahmin edildiği halde, bugün bu miktarın yaklaşık 750 milyar tona çıktığı bildirilmektedir. Bir yandan fosil yakıt kullanımının hızlı artışı öte yandan fotosentez için tonlarca karbondioksit harcayan ormanların ve bitkisel planktonların tahribi, atmosferdeki karbondioksit miktarını son 160 bin yılın en yüksek düzeyine ulaştırmıştır.
Bilim insanlarının son zamanlarda geliştirdikleri matematiksel bilgisayar modellere göre, Karbondioksit yoğunluğunun iki katına çıkması halinde küresel sıcaklığın 3 derece artacağı hesaplanmıştır. Bu sonuç, karbondioksitin küresel ısınmadaki etki derecesinin ne kadar yüksek olduğu konusunda bir fikir vermektedir. Gerçekten sera gazları içinde karbondioksit, küresel ısınmada yüzde 50 paya sahiptir. Bunun nedeni, hem miktarının çok hem de karbondioksit moleküllerinin atmosferdeki ömrünün 50- 100 yıl gibi çok uzun olmasıdır. O nedenle küresel ısınmaya karşı alınacak önlemlerin başında karbondioksit salınımının azaltılması gelmekte ve bu hususta uluslar arası düzeyde olağanüstü çabalar harcanmaktadır.
Metan
Bu gaz organik artıkların oksijensiz ortamda ayrışması (anaerobik ayrışma) sonucunda meydana gelmektedir. Başlıca kaynakları pirinç tarlaları, çiftlik gübreleri, çöp yığınları ve bataklıklardır. Metan moleküllerinin ömrünün ve miktarının az olması nedeniyle, küresel ısınmadaki etki payı yüzde 13 kadardır.
Azot Oksitleri
Bu sera gazının kaynakları egzoz gazları, fosil yakıtlar ve organik maddelerdir. Küresel ısınmadaki payı yüzde 5’dir.
Kloroflourkarbon Gazları (CFC-H)
Bu sera gazları için doğal kaynak yoktur. Spreylerdeki püskürtücü gazlar, soğutucu aletlerde kullanılan gazlar, bilgisayar temizleyiciler, bu gazların başlıca yapay kaynaklarıdır. Küresel ısınmadaki payları yüzde 22 oranındadır.
Ozon
Yeryüzüne yakın atmosfer tabakalarındaki ozon’un başlıca kaynağı, egzoz gazlarının 2/3’ünü oluşturan azotoksitlerin ultraviyole ışınları ile fizikoşimik reaksiyona girmesidir. Bu reaksiyon sonucunda bol miktarda ozon meydana gelir ve atmosferde birikir. Yalnız, bu gazın oluşumu egzoz gazlarına ve güneşin ışınlarına bağlı olduğu için (geceleri üretilmez) miktarı çok değildir. Küresel ısınmadaki sera etkisi yüzde 7 kadardır.
Su Buharı
Küresel ısınmada sera etkisi bakımından en başta gelir. Ancak yeryüzüne yakın atmosfer içindeki miktarı çok nadir hallerde yükselir. Bol miktarda bulunduğu atmosfer katmanı genellikle bulutların oluştuğu yükseklerdeki atmosfer tabakalarındadır. O nedenle daha çok güneşten gelen ışınları tutmada ve yükseklere yansıtmada etkilidir.
Karbondioksit
Bu gaz, fosil yakıtların (petrol ve türevleri, kömür ve doğal gazın) sanayide kullanılması sonucunda oluşarak atmosfere karışmaktadır. Atmosfere karışan karbondioksitin yüzde 80-85’i fosil yakıtlardan, yüzde 15-20’si canlıların solunumundan ve mikroskobik canlıların organik maddeleri ayrıştırmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle sanayileşme devriminden önce atmosferdeki toplam karbondioksit miktarı 600 milyar ton tahmin edildiği halde, bugün bu miktarın yaklaşık 750 milyar tona çıktığı bildirilmektedir. Bir yandan fosil yakıt kullanımının hızlı artışı öte yandan fotosentez için tonlarca karbondioksit harcayan ormanların ve bitkisel planktonların tahribi, atmosferdeki karbondioksit miktarını son 160 bin yılın en yüksek düzeyine ulaştırmıştır.
Bilim insanlarının son zamanlarda geliştirdikleri matematiksel bilgisayar modellere göre, Karbondioksit yoğunluğunun iki katına çıkması halinde küresel sıcaklığın 3 derece artacağı hesaplanmıştır. Bu sonuç, karbondioksitin küresel ısınmadaki etki derecesinin ne kadar yüksek olduğu konusunda bir fikir vermektedir. Gerçekten sera gazları içinde karbondioksit, küresel ısınmada yüzde 50 paya sahiptir. Bunun nedeni, hem miktarının çok hem de karbondioksit moleküllerinin atmosferdeki ömrünün 50- 100 yıl gibi çok uzun olmasıdır. O nedenle küresel ısınmaya karşı alınacak önlemlerin başında karbondioksit salınımının azaltılması gelmekte ve bu hususta uluslar arası düzeyde olağanüstü çabalar harcanmaktadır.
Metan
Bu gaz organik artıkların oksijensiz ortamda ayrışması (anaerobik ayrışma) sonucunda meydana gelmektedir. Başlıca kaynakları pirinç tarlaları, çiftlik gübreleri, çöp yığınları ve bataklıklardır. Metan moleküllerinin ömrünün ve miktarının az olması nedeniyle, küresel ısınmadaki etki payı yüzde 13 kadardır.
Azot Oksitleri
Bu sera gazının kaynakları egzoz gazları, fosil yakıtlar ve organik maddelerdir. Küresel ısınmadaki payı yüzde 5’dir.
Kloroflourkarbon Gazları (CFC-H)
Bu sera gazları için doğal kaynak yoktur. Spreylerdeki püskürtücü gazlar, soğutucu aletlerde kullanılan gazlar, bilgisayar temizleyiciler, bu gazların başlıca yapay kaynaklarıdır. Küresel ısınmadaki payları yüzde 22 oranındadır.
Ozon
Yeryüzüne yakın atmosfer tabakalarındaki ozon’un başlıca kaynağı, egzoz gazlarının 2/3’ünü oluşturan azotoksitlerin ultraviyole ışınları ile fizikoşimik reaksiyona girmesidir. Bu reaksiyon sonucunda bol miktarda ozon meydana gelir ve atmosferde birikir. Yalnız, bu gazın oluşumu egzoz gazlarına ve güneşin ışınlarına bağlı olduğu için (geceleri üretilmez) miktarı çok değildir. Küresel ısınmadaki sera etkisi yüzde 7 kadardır.
Su Buharı
Küresel ısınmada sera etkisi bakımından en başta gelir. Ancak yeryüzüne yakın atmosfer içindeki miktarı çok nadir hallerde yükselir. Bol miktarda bulunduğu atmosfer katmanı genellikle bulutların oluştuğu yükseklerdeki atmosfer tabakalarındadır. O nedenle daha çok güneşten gelen ışınları tutmada ve yükseklere yansıtmada etkilidir.
Görüldüğü gibi küresel ısınmanın temel nedeni, bol fosil yakıt
kullanılmasıyla atmosfere salınan karbondioksit miktarının çok yüksek
miktarlara ulaşmasıdır. Miktar ve atmosferde kalma süresinin çok yüksek olması
nedeniyle küresel ısınmada, sera gazları içindeki etki payı da çok yüksek
olmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder