29 Nisan 2014 Salı

Atatürk’ün Dine Verdiği Önem

Atatürk’ün birer asker kaçağı yuvası halini alan medreseleri kapatmasının ve dinimizi cehâletin ve yobazlığın elinden kurtarmak  için giriştiği nurlu ve hayırlı inkılâbın anlamını kavrayamayan bir takım kimseler, büyük adamın dinî akîdelerinden şüpheye düşmüşlerdi.
Bu sırada, aydın geçinen tanınmış bir kişi de, bu yanlış kanaate  kapılarak, güya Atatürk’ün gözüne girmek gayretine düşmüş ve  mutaassıp bir İslâm düşmanı tarafından, İslâmiyet  ve Hz. Muhammed aleyhine yazılmış bir eseri Türkçe’ye tercüme edip Atatürk’ün  incelemesine ve onayına arz etmişti.
O sırada Dolmabahçe Sarayı’nda bulunan Atatürk, bu esere bir göz attıktan sonra, hemen Şemsettin Günaltay’ın Erenköy’deki köşküne  telefon ettirerek, kendisini acele saraya davet etmiş ve adı geçen kitabı göstererek:
- Hocam, bu kitabı gördünüz mü ? Bu konuda ne dersiniz ? diye sormuştu.
Şemsettin Günaltay da, kitabı incelemek için birkaç gün izin istemişti.
Daha sonra olanları, Sayın Günaltay şöyle anlatmıştır:
“…Kitabı inceledikten sonra, Dolmabahçe Sarayı’na gittim. Beni hemen Atatürk’ün yanına çıkardılar. Atatürk, büyük bir masanın başında, zamanın Başvekili İsmet (İnönü) Paşa ile karşı karşıya oturuyorlar ve önlerindeki haritada dikkatle bir şeyi tetkik ediyorlardı.
Ben içeri girince, başını kaldırıp gözümün içine bakan Atatürk hemen sordu:
- Kitabı tetkik ettiniz mi hocam? Fikriniz nedir ?
Tercümeyi Atatürk’ün önüne koyarak:
- Ele alınacak şey değil, bir facia, Paşam.
Ben daha sözümü tam olarak bitirmeden, Atatürk yerinden fırlayıp parlayıverdi ve Başvekil’e dönerek:
- Bu paçavrayı toplatın ve tercümeyi yapan (…) Beyi de, devlet hizmetinde kullanılmamak üzere hükümet kapısından uzaklaştırın, diye emretti.
Atatürk’ün denizlerden renk alıp renk veren gözleri, masanın üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti.
Bu, kendi eliyle  çizdiği bir askeri harita idi ve Hazreti Muhammet’in büyük Bedir Cengi’ni adım adım gösteriyordu.
Hazreti Muhammet’e ve onun peygamberliği kadar, büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya galibi, Bedir Galibi’ni göklere çıkarırken,
Onun peygamber olduğundan  şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar, dedi.
Atatürk’ün son sözleri de şöyle oldu:
- Hazreti Muhammet’in bir avuç imanlı Müslüman’la mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine  zengin  Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların kârı değildir. Onun peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.”
*
Bir başka günde, Atatürk, din hakkında şunları söylemiştir:
“…Bizim dinimiz için herkesin elinde bir değer ölçüsü  vardır. Bu değer ölçüsü ile  hangi şeyin  bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa, halkın menfaatine uygundur, biliniz ki o bizim dinimize uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, İslâmın menfaatine  uygunsa kimseye sormayın, o şey dinidir. Eğer bizim dinimiz akıl ve mantıkla uyuşan bir din olmasaydı, en mükemmel din olmazdı., en son din olmazdı.
Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla  ilgisi  olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı inançsız  olmak sanıyorlar. Asıl inançsızlık onların bu inanışıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslamların  inançsızlara esir olmasını istemek değil de nedir ?Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil akılladır.”


20 Nisan 2014 Pazar

Ulkemizdeki Madenler

Madenler

Türkiye madenler bakımından zengin bir ülkedir. Ayrıca bazı madenler bakımından dünyanın önemli ülkeleri arasındadır. Türkiye'nin madenlerinin tamamı henüz belirlenmemiştir. Her yıl yeni maden yataklarının bulunması bunun kanıtıdır. 
Ülkemizin madenciliğinin şu andaki üretimi, tümüyle kendi endüstri kuruluşlarımızın gereksinimine yönelik değildir. Bir kısmı ham olarak ya da yarı işlenmiş halde dışarı satılmaktadır.
Bir madenin işletilmesinin karlı olabilmesi için; "cevher oranı" Yedekleriyle birlikte belirtilen miktarı fazla olmalıdır.
Anadolu, madenciliğin eskilere dayandığı bir yerdir. Ancak cumhuriyetin ilanından sonra kurulan maden teknik ve arama (M.T.A) enstitüsü, madenciliğimizi ciddi biçimde ele alınmasına yönelik olan bir kuruluştur. Bu kuruluş, arama çalışmaları gerçekleştirirken yine cumhuriyet döneminde kurulan ETİBANK, işletme ve pazarlama işlerini yürütmeye başlamıştır. Bu devlet kuruluşlarından başka, özel sektör kuruluşları da bulunmaktadır.

Demir


Türkiye'nin birçok yerinde çıkarılan bir madendir. Demir çıkarımının %80'ini Doğu Anadolu bölgesi içerisinde kalan Divriği sağlar. Balıkesir'de Eymir ve Çarmık, Ege Bölgesinde Ayazmand ve Torbalı, Kahramanmaraş ile Kayseri arasında Faraşa ve Karamadazı, Sivas Hekimhan arasında Hasan çelebi ve Doğu Marmara'da Çamdağı, önemli demir alanlarıdır. Demir, endüstride en çok kullanılan maden cevheridir. Bu nedenle demir-çelik endüstrisinde ana maddedir.


Krom


Sert, paslanmaz ve iyi parlatılan bir madendir. Kaplamacılık ve çelik yapımında yaygın olarak kullanılır. Türkiye'de yaygın olarak çıkarılan madenlerden biride kromdur. En zengin krom yatakları; Elazığ'da Guleman, Batı akdenizde (fethiye, marmaris arasında) Dalaman havzası, Kütahya ile Bursa arası ve Eskişehir'in doğusundaki Seyitgazi'de yer alır. Adana'nın kuzeyindeki Akdağ yöresinde de yeni krom yatakları bulunmuştur. Akdağ krom yatakları, Dünyanın en zengin yataklarıdır. Türkiye, krom çıkarımında dünyada 3. sıradadır. Türkiye, çıkardığı kromu büyük ölçüde cevher olarak satmaktadır. Bu nedenle çıkarımını dış taleplere bağlı olarak ayarlamaktadır.


Bakir
Kolay işenen bir madendir. Elazığ'da maden (Ergani bakır işletmeleri), Artvin'de Murgul (Göktaş) ve Kastamonu'da Küre bakır çıkartılan yerlerdir. Rize Çayeli'de yeni bakır yatakları bulunmuştur.

Bor
Kullanım alanı yaygın olan bu maden,boraks ve asitborik elde edilmesi bakımından da önemlidir. Balıkesir'de Sultançayırı ve Bigadiç Eskişehir'de Seyitgazi ve Kütahya çevresi önemli çıkarım alanlarıdır. Türkiye, bor minarellerinde dünyanın en zengin ülkesidir.

Boksit
Konya'nın Seydişehir ilçesi ile Antalya'nın Akseki ilçesinde çıkarılır. Bu iki çıkarım alanı da Antalya bölümünde yer alır. Alüminyumun hammaddesidir.

Kukurt
Isparta'nın Keçiborlu ilçesi ile Denizli'nin Sarayköy ilçesinde bulunmaktadır.

Manganez
Zonguldak'ın Ereğli ve Artvin'in Borkça (Göktaş) çevrelerinde çıkartılır. Denizli Tavas'ta yeni yatakları bulunmuştur

Civa

İzmir'in Ödemiş ve Karaburun, Konya'nın Sarayönü çevresinde ve ayrıca Niğde civarlarında çıkartılır.

Tuz
Çeşitli yollarla elde edilen bir doğal kaynaktır. Kayatuzu olarak çıkartıldığı gibi, deniz suyundan ve açık işletme olarak Tuz gölünden de elde edilir. En fazla tuz üretimi İzmir'deki Çamaltı tuzlasında, deniz suyundan elde edilir. Çankırı, Erzurum, Kars, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat ve Konya'da işletilmektedir.Türkiye, birçok madende zengin bir ülkedir. Bu madenlerden bazıları turistlik eşya yapımında önem taşır. Lületaşı (Eskişehir'de) ve oltutaşı (Erzurum'da) bu özellikte olanların en önemlileridir.

Tas Komuru (Maden kömürü):
Yurdumuzda tüketilen enerji kaynakları arasında taş kömürünün önemli bir yeri vardır. Ayrıca demir-çelik ve kimya sanayiilerinin önemli ham maddesidir. Başlıca taş kömürü yataklarımız; Zonguldak ve çevresindedir. Burası Türkiye'nin tek maden kömürü havzasıdır. Bir milyon tonu aşan rezervi vardır.

Linyit
Yaygın olarak hemen her bölgemizde çıkarılır. Ege bölgesi linyitleri oldukça kalitelidir. Manisa'da Soma, Kütahya'da Tavşanlı, Tunçbilek ve Değirmisaz, Amasya'da Çeltek ve Erzurum en önemli çıkarım yerleridir. Kahramanmaraş'ın Elbistan, Muğla'nın Yatağan linyitlerinin kalori değeri düşüktür. Bu nedenle termik santrallerde kullanılır.

Petrol
Günümüzde önemli bir enerji kaynağı olan petrol, aynı zamanda kimya sanayiinin de ham maddesidir. Yurdumuzdaki petrol yatakları fazla zengin değildir. Mevcut petrol yataklarımız daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Batman, Siirt ve Diyarbakır'dadır. Adıyaman, Şanlı Urfa ve Mardin'de de petrol yatakları vardır. Üretilen petrol, ihtiyacımızın çok az bir kısmını (1/7) karşılamaktadır. Geri kalan kısmını dışardan karşılamaktayız.

Yurdumuzda ham petrolün arıtılması için rafineriler kurulmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde üretilen ham petrolün bir kısmı Batman Rafinerisine, bir kısmı da Batman-İskenderun boru hattı ile Dörtyol'a gönderilmektedir. Buradan da tankerlerle Ataş, İzmir ve İzmit rafinerilerine taşınmaktadır. İskenderun Körfezi ile Kırıkkale arasındaki petrol boru hattı ile de Kırıkkale Rafinerisine ham petrol aktarılmaktadır. Ayrıca Türkiye-Irak boru hattı ile Irak petrollerinin bir kısmı Yumurtalık Limanı'na taşınmaktadır. Bu taşımacılıktan Ülkemiz önemli bir gelir sağlamaktadır. Azerbaycan petrolünün de yapılacak boru hattı ile İskenderun Körfezi'ne getirilmesi planlanmaktadır. Yurdumuzda petrol aramalarına hızla devam edilmektedir. 

Türkiye'de su gücünden elde edilen elektrik enerjisi üretimi her geçen gün artmaktadır. Barajlara dayalı elektrik üreten pek çok hidroelektrik santralimiz vardır. Bunların başlıcaları; Atatürk, Karakaya, Keban, Hasan Uğurlu, Demirköprü, Hasan Polatkan, Oymapınar ve Hirfanh hidroelektrik santralleridir. Bunların yanında yapımı devam eden hidroelektrik santrallerimiz de vardır. 

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile Fırat ve Dicle üzerinde 21 baraj, 17 hidroelektrik santrali yapımı öngörülmektedir. Bu proje ile elde edilecek hidroelektrik enerji, Türkiye'deki mevcut hidroelektrik enerjiden çok daha fazla olacaktır. 

Ayrıca, Denizli yakınlarında Sarayköy'de yüksek sıcaklıktaki su buharından enerji elde edilmektedir. Bu tür enerjiye "Jeotermal enerji" denir. Birçok yerinde çeşitli sıcaklıkta termal kaynaklar bulunan yurdumuz, bu enerji kaynağı açısından da şanslı görülmektedir. Yine yurdumuzun çeşitli yerlerinde güneş enerjisinden ısı enerjisi olarak yararlanılmaktadır. Yurdumuzda doğal gazdan da faydalanılmaktadır. Bir miktar yerli üretimin yanı sıra Rusya Federasyonu'ndan borularla, Cezayir'den de deniz yolu ile doğal gaz getirilmektedir. Özellikle büyük kentlerimizde daha çok kışın ısınmada kullanılan doğal gaz, hava kirliliğini de büyük ölçüde önlemektedir.

Metal Madenleri
Bakır-Kurşun-Çinko-Kadmiyum-Demir-Krom-Boksit-Vanadyum - Antimuan- Tungsten- Molibden- Nikel- Kalay- Altın- Gümüş 

Kimyasal Sanayi Hammaddeleri
Bor-Trona- Sodyum Sülfat -Tuz - Stronsiyum Mineralleri

Gübre Sanayi Hammaddeleri
Kükürt-Potas-Fosfat

Seramik Refrakter Cam Sanayi Hammaddeleri
Kaolen- Seramik Killeri - Refrakter Killeri -Wollastonit - Magnezit - Disten- Andaluzit - Sillimanit- Olivin- Kuvars - Kuvarsit - Kuvars Kumu -Döküm Kumu

Çimento Hammaddeleri ve Yapı Malzemeleri
Mermer-Alçıtaşı-Kireç-Perlit-Pomza-Vermikülit

Diğer Endüstri Hammaddeleri
Alunit - Nadir Toprak Elementleri - Serpiyolit-Grafit-Barit-Talk-Zeolit - Diatomit-Bentonit-Florit-Kıymetli Taşlar-Asbest-Titanyum - Zirkonyum ve Hafniyum- Lityum - Mika

Enerji Hammaddeleri Kullanım Alanları
Jeotermal Enerji - Nükleer Enerji Hammaddeleri - Kömür


5 Nisan 2014 Cumartesi

İki Keklik Türküsünün Hikayesi

Türkünün Hikayesi
Balıkesir'e bağlı Edremit ilçesinin, Güre köyünün halkından kahveci Mehmet Şevket Efendinin karısı şöhret hanım tarafından oğluna yazılmış bir türküdür. 

Şöhret hanım, zamanın zenginlerinden olduğu için zeytin toplamaya giderken cam topuklu ve rugan ayakkabılar giyermiş, elbiseleri de oldukça güzel ve diğer köylülerden farklıymış, oğulları Zekeriya Sarıkamış'a Enver Paşa komutasında askerliğini yapmaya gitmiştir. Bu sırada ortam karlı olduğu için yol almak amaçlı karları teperlermiş.

Zekeriya, kar teperlerken kar kuyusuna düşüp şehit olmuştur. Şöhret hanımda ovada kekliklerle söyleşirken bu kötü haberi almıştır. 


Keklikler öterken şöhret hanımda oğlunun acısı ile bu türküyü yazmıştır.

Türkü'nün Sözleri

İki keklik bir kayada ötüyor

Ötmede keklik derdim bana yetiyor
Aman aman yetiyor
Annesine karada haber gidiyor

Yazması onaylı kundurası boyalı

Yar benim aman aman yar benim
Uzunda geceler yar boynuma
Sar benim aman aman sar benim

İki keklik bir dereden su içer

Dertlide keklik dertsizlere dert açar
Aman aman dert açar
Buna yanık sevda derler tez gecer

Yazması onaylı kundurası boyalı

Yar benim aman aman yar benim
Uzunda geceler yar boynuma
Yar benim aman aman yar benim