Ülkemizde
yılın belirli zamanlarında görülen ve yıkım etkisi en yüksek doğa olaylarından
biri olduğu için geride derin etkiler bırakan dolu, yağmur damlacıklarının
farklı olaylar sonucunda donarak yeryüzüne düşmesidir. Ülkemizde çok sık
görülmeyen dolu olayları dünyada en çok Kuzey Amerika’da ve bilhassa Meksika’da
yaşanmaktadır. Dolu olayı kule tipi olarak adlandırılan bulutlardaki hava
akımlarının neticesinde gerçekleşen bir doğa olayıdır. Hava akımına tutulan
bulut damlacıkları 0ºC ile -40ºC arasındaki sıcaklıklarda donarak tabakalar
haline gelir ki, bu erime ve donma olayları da iri tanecikler halindeki
doluların oluşmasına neden olur. Farklı büyüklüklerde oluşabilen dolu taneleri,
yerküreye düşerken serbest düşüşün etkisiyle kazandığı enerji nedeniyle gerçek
anlamda büyük zararlar oluşmasını sağlayabilmektedir. Yerçekimi doğrultusunda
olan yani düşey hava akımının sürekli yenilenen bir döngü haline gelmesi ile
birlikte yağmur damlacıkları da donar ve hacim kazanarak havada tutunamayacak
bir kütleye sahip olur. Bu aşamadan sonrası yerçekimi kuvveti halleder ve dolu
taneciklerinin yeryüzüne doğru serbest düşüşe geçmesine neden olur. Bu serbest
düşüş esnasında dolu tanecikleri bulut içindeki sıcaklık ile atmosferdeki
sıcaklık farkından büyük oranda etkilenmez ve yapısını muhafaza ederek
yerküreye düşmeye devam eder. Ancak bu aşamada unutulmamalıdır ki, bulutların
içinden geçen kar kristalleri dolu haricinde farklı oluşumlar da gösterebilir.
Yağmura ya da doğrudan kar yağışına dönüşebilen kar kristalleri, dolu haline
dönüşerek ağırlaşarak yerçekiminin etkisiyle dolu yağışına dönüşebilir. Hava
akımının çok şiddetli olduğu fırtınalar yağmur damlacıklarının donarak doluya
dönüşmesine de sebep olabilir. Bu esnada fırtınanın içinde son derece karmaşık
bir hava akımı bulunduğundan donan yağmur damlacıkları doğrudan yere doğru
serbest düşüşe geçmek yerine aşağı ve yukarı hareketlenebilir. Şiddetli hava
akımlarının bu etkisi oluşumunun ilk safhasında olan ve nispeten daha az
kütleye sahip olan donuş yağmur damlacıklarının yerçekimine karşı koymasına ve
havada daha uzun süre kalarak daha da büyük buz parçaları haline gelmesini
sağlar. Fırtınanın donan yağmur damlacıklarını tekrar yukarı hareket ettirmesi
dolu taneciklerinin daha da fazla kütle kazanmasını ve sonuç olarak dolu
yağışında daha da iri tanecikler gözlemlenmesine neden olur. Çok şiddetli
fırtınaların kuvvetli hava akımları dahi olsa sürekli büyüyen ve büyüdükçe de
kütle kazanan dolu parçaları belirli bir aşamadan sonra havada daha fazla
tutunamaz hale gelir. Sonuç olarak fizik kanunları gereğinde her zaman “kütle
çekimin” kazandığı düşünülürse, dolu tanecikleri de eninde sonunda kütleleri
sebebiyle yeryüzüne düşmek zorundadır. Dolu taneciklerinin havada geçirdiği
süre büyük oranda yere düştüklerinde sahip oldukları büyüklüğü etkilemektedir.
Günümüze dek kaydedilmiş en büyük dolu tanesi yaklaşık olarak 1 kg . ağırlığında olmakla
birlikte Bangladeş’te yaşanan bir dolu yağışı sonrası gözlemlenmiştir.
Bangladeş’te yaşanan bu muazzam derecede şiddetli doğal afette 90′nın üzerinde
insan yaşamını yitirmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder